Mars, Satürn ve Venüs.
Sevgili Arkadaşlarım,
Astrolojide kullandığımız gezegenlerden üç tanesine dikkat etmelisiniz. Mars, Satürn ve Venüs. Hayatınızı idame ettirmek istiyorsanız bu üç gezegenin sembolize ettiği konuları tek tek irdelemeli fakat sonrasında tüm bu konuların birbiri arasında bağıntıları olduğunun idrakinde incelemenizi devam ettirmelisiniz.
Hayattaki kısıtlılıklarımızı, engellerimizi, zorluklarımızı ve sınavlarımızı gösteren haritalarımızdaki Satürn’dür. Satürn’ün yerleşimi, açıları, burcu, evi size bu konuda yön gösterir.
Bu zorluklarla başa çıkmak için kullanacağımız eylemi, cesareti, riski ve girişimciliği ise Mars gezegenimiz gösterir. Haritalarımızdaki Mars gezegeninin yerleştiği burç, ev ve kurduğu açılar ise bu konuları nasıl ortaya çıkaracağımızı anlatır.
Eğer Satürn’ümüzün gösterdiği engelleri, sınırları aşar, sınavlarımızı verirsek bu durum bizi bolluk, bereket, haz, tutku ve sevgi, mutluluk enerjisine taşır. Bu durum da haritalarımızdaki Venüs gezegenimizin yerleştiği konumla açıklanır. Ödüllerimizin nerede olduğunu Venüs’ümüzün yerleştiği burç, ev ve kurduğu açılar ödül sistemimizi sembolize edecektir.
"Siz de kendi haritanızdaki gezegen transit etkilerini detaylıca öğrenmek istiyorsanız danışmanlık için randevu kaydınızı +90 533 816 56 88 whatsapp danışmanlık hattımıza bir mesaj göndererek oluşturabilirsiniz."
Şimdi bu sembolikleri bağlantılı şekilde kullanma becerisi geliştirelim.
Sondan başa doğru gidelim. Hepimiz mutlu olmak istiyoruz. Mutluluğu, hazzı, doyumu Venüs gösteriyor. Hepimiz güzel bir çocukluk geçirmek, maddi imkânlara sahip olmak, istediğimizi almak, dilediğimiz aşkı yaşamak, değer gördüğümüz bir ilişkinin içinde olmak istiyoruz.
Fakat hayat bu konulardaki bolluktan ibaret olsaydı ne olurdu? İstediğimiz her şeyi engelsiz başarabilseydik bu sefer robotlaşırdık. Hayattaki kural engelsiz mutluluğun olmayacağıdır. Eğer sizi durduran, kızdıran, üzen bir durum olmazsa başarmanın mutluluğunu elde edemezsiniz.
Evrende dualite prensibi varsa sizi mutsuz eden durumlar olmalı ki mutluluğun ne demek olduğunu kavrayın… Bunun için Satürn çalışır. Satürn bir duvar, bir engel çıkarır ortaya. Fakat Satürn’ün doğası dur demek değildir, aksine sizin durmayacağınızı bildiği için sizi kışkırtacaktır. Size bu engelleri verirken amacı sizi durdurmak değildir. Durduğunuz an bir engelle karşılaşamazsınız ki…
Siz ilerliyor, istiyor, emek sarf ediyor, koşuyorsanız başınızı duvara tosluyorsunuzdur. Yani durduğunuz yerde kalsanız o engelle karşılaşmazsınız bile. O zaman da devreye sizi bu eyleme sürükleyen Mars girecektir.
Mars, öfke, hiddet, azim, mücadele gücü, hırs, motivasyon ve aksiyonla ilgilidir.
Bir örnekle açıklayalım…
Affetmek.
Hemen affedebiliyor muyuz? O öyle yaptı. Bunu hiç hak etmedim. Kendini nasıl bu duruma getirebiliyor? Nasıl aldatabiliyor? Benim değerimi görmüyor mu?
Görüldüğü üzere hiçbir zaman hemen affedemeyiz. Hemen affedebileceğini söyleyen kişiler varsa maalesef kendinizi umut tacirlerine, falcılara vb. olaylara kaptırmış olursunuz.
Her şeyde ihtiyaç duyduğumuz gibi affetmek için de zamana ihtiyacımız var. Zaman Satürn’dür. Satürn’ün yolculuğu uzundur. 7 yıllık dönemeçlerle hayatlarımızı etkiler.
Fakat affetmek kabullenmek demek değildir. Kabule geçiş o konudaki pişmişliğin çözümüdür. O konuyla ilgili başa çıkabilecek güce ve seviyeye eriştiğin zaman durumu kabule geçebilirsin. Bu olmadan –mış gibi yaparak sanki kabul etmiş, affetmiş gibi görünürsün.
Affetmek zorunda değilsin. Karşındaki kişinin yaptıkları senin için doğru olmayabilir. Fakat kabullenmek zorundasın. Onu o şekliyle, o da öyle diyerek kabul etmelisin.
Bunun psikolojide aşamaları var.
Psikiyatrist Elizabeth Kubler Ross 1969 yılında yas süreci hakkında 5 aşamalı bir model geliştirmiştir. Modeli der ki… Yas sürecinin 5 aşaması vardır.
1inkar 2öfke 3pazarlık 4çaresizlik, depresyon 5sonra affetmek/ kabullenmek aşaması...
Şimdi Satürn’ün 7 yıllık aşamalarını değerlendirelim.
4-5 yaşında bir çocuk dondurma almak istiyor. Venüs dondurma demek… Onun hazzı, zevki, tutkusu dondurma. Annesi ise hayır diyor, boğazlarını üşütürsün diyor sonra akşam yemek yiyemezsin diyor, bu kaçıncı hala ısrar ediyorsun diyor. Anne buradaki Satürn yani engeldir.
Fakat çocuk mücadelesini bırakmıyor. Önce hayır diyor, ben istediğimi alırım diyor. Annesi istediğini yapmayınca öfkeleniyor. Hiddetleniyor, çırpınıyor. Sonra pazarlık devreye giriyor, diğer arkadaşlarına para verip kendisine de dondurma almalarını almasını istiyor. Bir iki derken çaresizliğini fark ediyor ve en sonunda annesinin engelini aşamayacağını fark edip kabullenişe geçiyor.
Ne zaman ki çocuk büyüyor artık okula gidecek yaşa geliyor 7 yaş periyodu. Artık ilk ufak harçlığını, beslenme çantasını alıyor yani artık dondurma alabilecek özgürlüğe erişiyor ve dondurma onun için büyük bir sorumluluk, iyi bir görev oluyor. Onu alamadığı yıllardaki zorluğu ile artık alabilecek özgürlüğü, sorumluluğu edinmesi buradan geliyor.
Burada hem özgürlüğü var hem de o özgürlüğün getirdiği sorumluluğu.
Satürn’ün yönettiği iki burcu ne de güzel açıklıyor. Kova burcu ile özgürlüğü Oğlak burcu ile sorumluluğu…
7 yıllık dönemeçleri düşünün hayatlarınızda. 7 yaş, 14 yaş, 21 yaş, 28 yaş, 35 yaş, 42 yaş, 49 yaş…
Yani kabulleniş için de zamana ihtiyacımız var.
Gelelim affetme konumuza…
Bu konuda belli ki zamana ihtiyacımız var. Pişmeye, o konuyla ilgili mücadele gücüne erişebilmeye ihtiyacımız var. Yani kocam beni aldatıyor sorunu, maddi özgürlüğüm yok, çocuğumla nasıl başa çıkarım hiddetlenmesi, öfkesi ile bağlantılı…
Hiddet, öfke, kavga Mars’ın göstergesidir. Fakat Mars, savaşı, mücadeleyi, hırsı ve cesareti de gösterir.
YANİ ÖFKENİZİ BASTIRMAK YERİNE ÖFKENİZİ DÖNÜŞTÜREBİLİRSİNİZ!
Sizi bu konuda ne engelliyor? Mücadeleyi korkuyla mı sınırlıyorsunuz? Mars’ınızın kurduğu açılarla bunu görebilirsiniz. Ay ve Mars etkileşimleri korkuyu anlatır örneğin. Ya da kendinizi korkuyla endişe ile sınırlamayı Satürn Mars etkileşimleri anlatır. Güneş ile Mars etkileşimleri özgüven problemleri verebilir. Onaylanmama korkusu, başarısızlık korkusu gibi.
Bunları bilmek zorunda değilsiniz. Astrolojiyle biraz ilgilenebilirsiniz, danışmanlıklar alabilirsiniz fakat kendinizi tanımak, bu durumu fark etmek için astroloji bilmenize gerek yok. Kendinizi gözlemlemelisiniz.
Sizi durduran ne?
Eğer beklerseniz hiçbir şey olmayacak! Çünkü mutlu olmak en baş önceliğimizdir. Karnımız acıkacak. Müdahale edemeyiz. Onu beslememiz gerekecek. Beslenmeyi Venüs gösterir. Aynı beden ihtiyacı gibi ruhun da ihtiyaçları var. Gurur, onaylanma, destek bekleme vb. gibi.
Venüs bizi her zaman çağırıyor. Onu dinlemezseniz kendinizi değersizleştiriyorsunuz. Venüs boğa ile yönetilir. Boğa boğaz demektir, güvenceler, besinler, boğazınızdan geçenler. Bunları yapmazsanız, ölür, aç kalırsınız. Toplumsal etkilerde ise terazi burcunu yönetir. Yani başkasının gözünden görmek… Değerinizi bir başkasının gözünden görmeyi, toplum içinde nasıl karşılandığınızı bilmek sizi mutlu eder.
Ama bu engellenirse?
Onun gözünden kendinizi gözlemliyorsunuz. Anne bu kıyafet nasıl olmuş? Şaklabana dönmüşsün. O senin değerini sana gösterecek kişi değil ki? Venüs'te bir sorun var belli ki...
O zaman beklemeyecek, aksiyon alacak harekete geçeceksiniz. Bir başkası ile mücadeleye gireceksiniz bazen kendinizle mücadeleye gireceksiniz. Ayrılıklar koyacaksınız araya mesela…
Evrende hareket prensibi vardır. Zamanı oluşturan harekettir. Yoldur… Hareket eşittir yol bölü zaman diye düşünün. Her şey hareket halindedir. Demek ki durup beklemek yerine olaya çözüm aramayı, mücadele etmeyi bırakmamalısınız.
Çünkü eğer
İlahi adalet tecelli edecek diyerek adalete saplantılı bağlılığınızdan vazgeçin.
O halde neden polis var? Neden adalet bakanlığı var? Adliyeler var?
Hukuku, örf adetleri, adaleti kim oluşturuyor? Bunun hükmü neye göre veriliyor?
Bunlar da haz ve tutkuları, beslenme ihtiyaçlarını gösteren Venüs’ün bir üst oktavı Jüpiter ile belirleniyor… Jüpiter'e kısaca değinelim.
Bu adaletin hükmü nerede? Yani adaleti kim sağlıyor? Savaşta ölen çocuklar, sabi sübyanlar. Tertemiz ruhlar neden down sendromlu dünyaya geliyorlar? Hiç aldatmamama rağmen beni nasıl başkasıyla aldatır? Çocuklarımın rızkını nasıl başkalarıyla yer? Bunu hak edecek ne yaptım ki?
Kul Hakkı, Allah Hakkı
Bir dergâhta sepet içinde elmalar tüm sınıfa dağıtılacakmış. Hoca sormuş: “ Elmaları kul hakkı ile mi, Allah hakkı ile mi dağıtayım?” Tüm öğrenciler Allah Hakkıyla diye bağırmış ve hoca sıralara tek tek elmaları bırakmış. Bir sıraya 3 elma, diğer sıraya 5 elma, başka bir sıraya hiç elma bırakmadan geçmiş. Öğrenciler ne yapıyorsunuz Hocam? Diye sorduklarında ise Hoca: “Ee, Allah’ın kimi nasıl sınayacağını hiçbir zaman bilemeyiz” demiş.
Jüpiter’in olgunluğu, erdemliliği ve adil yargıları nasıl karşıladığımızı gösterdiğini unutmamalıyız fakat biz önce kendimizden sorumluyuz.
Bugün kendinizle ilgili gözlemlemeniz gereken alanları tanıdınız. Venüs’ü aşamazsanız kanserler, kalp sıkışmaları, göğüs problemleri ve kalp çakrası ile ilgili sorunlara da hazırlıklı olun.
Şimdi isterseniz bana kızın, yargılayın, sen de ne çektin ki? Yaşadıklarım konusunda ne biliyorsun ki? Senin başına gelseydi böyle olur muydu acaba? Ne boş konuşuyor deyin... Ama en azından ufak da olsa bir izin verin kendinize? Ne diyor acaba diye.
Bana kalır ise kendinize Venüs’ün ifade ettiği keyif alanları yaratmayı unutmayın derim. Doğayı sevmeyi, ağaca sarılmayı, kediyi okşamayı, aynaya geçip kendinize uzunca bakmayı, yüzleşmeyi, sevmeyi ve sonunda şükretmeyi sakın unutmayın…
Sevgiyle,
KENAN YASİN BÖLÜKBAŞI
ASA Dip. ISAR Cap. MAPAI, OPA Member
Danışmanlık için:
Whatsapp: +90 0533 816 56 88
E-mail: astroyasam@gmail.com
Comments